Saturday, August 29, 2009

mavi


Friday, August 21, 2009

vicky cristina barcelona

bazi kadinlar bazi adamlarla karsilastiklarinda kendilerinden ne kadar sikilmis olduklarini saskinlikla farkederler. bir baskasi olmak icin heyecan duyarlar, heveslidirler ama hazir degildirler. halihazirda tüm hatlariyla cizilmis bir mutluluk planlari vardir, eninde sonunda o plana geri dönerler ve yasadiklari duygusal dalgalanmayi en azindan uzunca bir süre unutma konusunda hayli mahirdirler. bana bu sözleri söyleten vicky, onun saskinligina gülümserken aklimdan bunlar gecti. cristina, bu dünyada özgürlük kelimesinin büyüsüyle aldanan ve aldatilan biri gibi geldi bana, sevemedim. ve ressamimiz juan antonio, iyi giyinen bir erkekten baska ne bekliyorsun hayattan diyordu cristina'ya, cok hakli degil mi, öylesine güzel gömlekleri vardi ki.

peki ya maria elena.

Sunday, August 16, 2009

bir aksam yemegi

sabahları erken kalkiyorum demistim, kalktiktan hemen sonra deniz kenarina iniyor, uykuyla uyaniklik arasinda sahilde biraz yürüyor, biraz üsüyor ve sonra kahvaltiya oturuyordum. günün o erken saatlerinde genc evli ciftler ve üc dört yaslarindaki sevimli, akilli ve güzel cocuklariyla kahvaltilarimizi beraber yapiyorduk. dört yaslarinda, saclari kivir kivir o tatli cocuklarla kahvalti yapmak, ekmeklerimize beraberce bal sürmek bana yasamin aslinda güzel bir yer oldugunu hatirlatiriyordu.

dün aksam, bir restaurantin girisindeki buzdolabindaki baliklara dalgin dalgin bakarken, hemen yanibasimizda dört kisilik bir aile beliverdi. anne ve babalarinin yaninda 18 - 20 yaslarinda iki kizkardes. onlar da bizim gibi baliklara ve mezelere bakmaya basladilar. sonrasinda, aralarinda anlasmazlik cikti, hangi mezelerin secilecegi konusunda kararsizlik yasadilar, baba anneden yana taraf oldu, kizlar istedikleri mezeler konusunda israrciydilar ve biraz sizlandiktan sonra istekleri elbette kabul gördü. onlarin bu tatli atismalarina tanik olmak, günlük yasamin bütün sikintilarindan uzaklasip kizlariyla beraber mutlu bir aksam yemeginin tadini cikarmaya calisan bir ailenin bu özel anina kulak misafiri olmak beni duygulandirdi ve bütün bir gece aklimin bir kösesinde karsimda iki kizimla birlikte raki iciyor olmanin düsüncesi ve hayali kaldi.

Wednesday, August 12, 2009

dalgalar

su siralar güne sabah 7'de basliyorum, denize giriyor, gökyüzüne bakiyor, gülümsüyor ve dalgalarla düsünüyorum. bir de istanbul'da okudugumdan daha fazla gazete okuyorum, hic okumadigim yazarlarin köselerine bile göz atiyorum. bu yazarlardan biri roni margulies, hemen her firsatta komunist oldugunu söylemekten apayri bir haz aldigini düsündügüm bu muhteremin yazilarini sirf bu nedenle okumayi tercih etmem. bu sabah bir bakayim dedim, bakin ne demis : "(...) ayvazoglu'yla ayni memlekette yasiyor olsak, o eskiden fasist, simdi müslüman oldugu, ben hem eskiden hem simdi komunist oldugum icin, farkli düsünürlere önem veriyorduk olurduk kuskusuz(...)"

komunist oldugunu(artik kacinci kez bilmiyorum) ilan ediyor hemen arkasindan bazi sözlerle de bu ilanini tekzip ediyordu. yazisinin basligini '3'ü 1 arada memleket' olarak sectikten sonra toplumu kendince üc gruba ayirmis. 'Müslimin' olarak adlandirdigi grubu soyle tanimliyor : "burada, benim yasadigim türkiye'de radarinda iz birakmayan, uzaydaymis kadar uzak oldugu düsünülen ülkelere ilgi duyuluyor. genc bir kadin dünyayi gormek icin yurtdisinda alti ay gecirecek, avrupa'ya degil malezya'ya gidiyor. idealist bir delikanli küba'yi degil, afganistan'i merak ediyor. yabanci dil ingilizce degil, arapca. yakinlik, sempati, merak ve ilgi duyulan, ögrenilmeye calisilan, taklit edilen yabanci kültürler, ipsala'nin batisindaki yerlerin degil, antakya'nin güney ve dogusunda kalan yerleri kültürleri."

ey roni margulies, idealist bir gencin afganistani merak etmesine bu kadar sasiracagina ve onu baska bir dünyanin vatandasi olarak görecegine, bugune kadar bu ülkedeki genclerin neden yabanci dil olarak ilk akillarina gelen dillerin ispanyolca, fransizca, ingilizce, italyanca oldugunu bir düsün isterim. neden ortadogu'ya hem bu kadar yakin hem de bu kadar uzak oldugumuzu bir düsün. arapca ögrenmek isteyenleri garipseyecegine neden bunca senedir arapca ögrenmedik diye bir sor kendine.

bir de artik komunist oldugunu söylemekten bence vazgec, komunistim diye diye kemalizmin ilkelerini parlatip duruyorsun, bir de ne aciklidir ki kemalistlerden hoslanmiyorsun. bu sadece senin degil sanirim türkiye'de gelmis gecmis butun sosyalist-komunist hareketlerin bir cikmazidir.

Saturday, August 08, 2009

charles aznavour


yıllardir istanbul'da hasretle beklenen bir isimdi leonard cohen, 74 yasinda geldi, verdi konserini. en az cohen kadar hasretle beklenilen bir isim daha var, o biraz daha yasli, 85 yasinda. charles aznavour'dan söz ediyorum, simdilerde ermenistan'in isviçre büyükelçisi olan charles aznavour. ermenistan'in isviçre büyükelçisi, istanbul'a konser vermeye gelir mi dersiniz, soruyu böyle sorarsak gelmemesi için de nedenler siralanabilir belki. peki ya charles aznavour, istanbul'a konser vermeye gelir mi diye sorsak. iste o zaman, gelmemesi için bir engel kalmaz.


aznavour'un açık havaya konsere geleceğini düsünmek bile nabiz atislarimi hizlandiriyor. konser sirasinda aglar miyim, güler miyim, heyecandan yere düser miyim bilemiyorum ama bildigim bir sey varsa o da her sarkiya, evde konser kayitlarini izlerken nasil heyecanla ayaga kalkip eslik ediyorsam ayni sekilde eslik edecek ve evdekinden cok daha uzun süre 'aznavour, aznavour' ve 'chante plus' diye sesler çıkaracak oluşumdur.

Thursday, August 06, 2009

hayat

son iki üç gün, karışıklık ve koşuşturma içinde, kurallı bir yaşamın kalleşlikleri arasında, kayboldum ben. şimdilik duruldu sanki bu karmaşa, bir ihtar gibiydi, kendine çekidüzen ver diyen bir ihtar.

malumunuz cohen geldi, gözleri yollarda cohen bekleyenler hasret giderdiler kendisiyle. söylemeden geçemeyeceğim, hayli tesadüfi şekilde oray egin'in twitter adresine denk geldim, o da konserdeymis ve saginda solunda kim var kim yoksa twitterdan nakletmis. tuhafima gitti, üzüldüm bu adam için. dilerim, bir gün gerçekten bir konsere gider.
cool hit counter