Thursday, June 26, 2008

cocuklugum

kollarimi acip cocuklugumla kucaklastim bu gece. davranislarima yön, sözcüklerime kuvvet, yasantima anlam veren cocuklugum. onun sayesindedir attigim her adim, bana uzaktan bakisinda gizlidir canliligim.

onun sözünden ciktigim, burnumun dikine gittigim zamanlar olmustur, affetsin beni.

bir gece evimin salonunda aznavour'un sarkilari esliginde kollarim kenetlenmis, dans ederken bulursaniz beni, sasirmayin. cocuklugumla dans ediyorum.

Friday, June 20, 2008

cirkinler

"cirkin oyuncular bilirim. hepimiz biliriz. iyilerinin cogu, oyun gücüyle, cirkinligini unutturur. herkesin güzellikten asagisini konusmadigi, gene de, güzelligi unuttugu ya da bos verdigi cok gorulen bir dünyada. "

bilge karasu

Monday, June 16, 2008

masallar

gectigimiz cuma günü, karnesiyle birlikte is bankasi subelerine giden ögrencilere bir masal kitabi hediye etmis is bankasi. nasil hosuma gitti bu uygulama, karnesiyle is bankasina gidip masal kitabini alan ögrencilerden biri olmak isterdim. hicbir sey dusunmeksizin eve gelmek, cami acmak ve yatagima uzanip disaridan esen rüzgarin hafif ugultusuyla masallarimi okumak isterdim.

bir ülkenin cocuklari icin yapabilecegi en güzel seylerden biri onlari masal kitaplariyla bulusturmak olmali diye dusunurum, daha fazla cocugu daha fazla masal kitabiyla bulusturma yolunda girisimler yapan bir egitim ve kultur bakanimiz olsun isterdim.

bir karar aldim kendimce, is bankasinin 3 liralik masal kitaplarindan bir iki tanesini yanimda bulunduracagim bundan böyle ve karsima cikan cocuklara hediye edecegim. bu masal kitaplarindan bir tanesini de bilin bakalim kime hediye etmek isterdim. hani gecen hafta epey medyatik olan, atatürk'ü degil humeyni'yi seviyorum diyen genc kiza bir masal kitabi hediye etmek isterdim.

isterdim ki, o masal kitabiyla beraber o güne kadar edinmis oldugu tüm kanaatlerden, önyargilardan uzaklassin, dogru belledigi her seyi ama her seyi bir suphe süzgecinden gecirsin. masal dünyasinin icindeki tuhafliklarla, güzel tuhafliklarla yeniden anlamlandirmaya baslasin dünyayi. biliyorum ki o masallari okuduktan sonra bir özgürlesme yasayacak, kendi öznelligi icinden bakmaya baslayacak dünyaya.

masallara ihtiyaci var bu ülkenin cocuklarinin. bir yasam boyu sahip olabilecekleri en önemli seyin hayal gücü oldugunu unutmamalari icin masal kitaplarina ihtiyaclari var.

Tuesday, June 10, 2008

platon

bir gün benden platon üzerine bir seyler söylemem istense, anlatmaya onun filozof krallarindan veya adalet anlayisindan degil veda gecesinden baslardim. bir ögrencisinin dügününde, eglenen, dans eden genc insanlarin arasinda sessizce oturdugu koltukta ölüm uykusuna daldi platon. ögrencileri ancak ertesi gün fark edebildiler onun coktan baska bir diyara göctügünü. eminim o da böyle olmasini isterdi, en dipsiz ve en karanlik uykusuna bedenlerinin her yanindan yasam fiskiran genclerin arasinda dalmak isterdi.

platon'un son saatlerinde zihnine üsüsen hatiralari merak ediyorum dogrusu. toplumsal bir yasamin kurallarinin nasil olmasi gerektigi konusunda uzun uzun düsünmüs bir adamin son saatlerinde aklindan gecenler hic kuskum yok ki siyasi meseleler degildi. belki etrafindaki genclere bakiyor ve yasamin sirrinin genclik oldugunu düsünerek ic geciriyordu belki de kendisini bir kosede unutmus genclerin yüzlerinde insan yasaminin mucizevi oldugu kadar acikli oldugunu da görüyordu.

ve son anlarinda, kalp atislari iyiden iyiye yavaslamaya basladiginda, gözlerinin önüne kim bilir kimin silueti yerlesiyordu.

Monday, June 02, 2008

sean penn sevdasi

bir yavuz bingöl roportajindan bingöl'ün üc farkli soruya verdigi cevaplardan alintilar yapacagim.

"cannes'da sean penn'le sohbet imkani buldum, filmin konusundan yola cikip dünyada gelinen noktayi tartistik.(...) onunla konusmak cok heyecan vericiydi"

"özellikle juri baskani sean penn ve natalie portman'la konustugum zaman cok güzeldi.(...) sean penn'le fotograf cektirdik. filmden sonra sean penn gelip 'sizi ömer serif'e benzettim' dedi"

"sean penn, e-mail ve telefonlarini verdi. gittigim zaman arayacagim kendisini. (...) en iyi oyuncu benicio del toro'yla biraz sohbet ettim. ödül yemeginden sonra, gece 2'de bir bara gittik, kosede oturuyoruz, del toro ve sean penn karsimizda. bana kadeh kaldirdi uzaktan, masalarina gittim oturdum."

bu sözlerden sonra ne diyebilir ki insan. son alintinin sorusu "11 gün sonrasinda ne degisti", cevap sean penn'in mailini aldim, barda masasina oturdum. 11 gün sürüp yüzlerce filmin gösterildigi bir film festivalinde bütün yasadiklarin, düsündüklerin, hissettiklerin bunlar midir bingöl diye sorsam, cok mu anlasilmaz bir soru olurdu acaba kendisi icin.

ne mutlu yavuz bingöl'e, sean penn'le konusmus, dahasi barda beraber takilmislar, del toro da yanlarinda. daha ne olsun.

Sunday, June 01, 2008

taraf ve murat belge

murat belge artik taraf gazetesinde yazacak, hayirli olsun. suphesiz belge'nin tercihi radikal icin büyük bir kayip oldugu gibi taraf icin de buyuk bir kazanc. yaklasik 15 gün boyunca belge'nin artik taraf yazari oldugunu sürmansetten müjdeleyen taraf gazetesi de kazancinin bilincinde elbet. ne var ki, bu reklam isini biraz abarttilar gibi geliyor bana. öyle ki, bugunku taraf'ta sürmansetten belge'nin ilk yazisinin cümlelerini alintilamislar. bunun bir sonraki asamasi, sokak aralarinda gazeteci cocuklari "yaziyor yaziyor murat belge tarafta yaziyor" diye bagirtmaktir.

kose yazarlarinin, her kim olursa olsun, gazetenin önüne gecmemesinin önemli oldugunu düsünürüm. taraf gazetesi de belki buna biraz daha dikkat etmeli aksi halde yorum gazetesi olarak yaftalanmaktan kurtulamayabilir.
cool hit counter