Wednesday, March 31, 2010

senlikli ruhum, senlikli geceler

iste kipir kipir bir gece. mutsuz olmak icin ne kadar cabalarsak cabalayalim, tanrinin bize armaganidir bu umulmadik mutlu geceler. boyle gecelerde kafami kaldirip goge bakiyorum, nasil bir senlik var orada oyle yarabbim, gözlerim kamasiyor. blake degil miydi gökyüzünde tanrinin cocuklarinin dans ettigini gören, oscar wilde degil miydi susuz yasayabilirim de siirsiz yasayamam diyen. ah dostlarim, iste boyle gecelerde cokca dusuyorsunuz aklima, katlanarak degil severek yasamayi hatirlatiyorsunuz, düsünerek degil hissederek yasamayi, siz bana hep masumiyeti anlatiyorsunuz.

Saturday, March 27, 2010

blind date

ne güzeldi degil mi bu gece. ayten alpman'in surpriz sarkilari esliginde, bir ara yalniz basima kalmistim o kucuk tahta masanin basinda, kim bilir seni beklerken neler düsünüyordum. iste tam o sirada yukari cikti kafasi kiyak bir adam. bir de baktim bana sesleniyor, hem de ne seslenme, 'öyle yalniz basina nasil da yakisikli oturuyorsun' diyordu bana. sevinmez miyim, hem de nasil sevindim. nasil da yakisikli oturuyordum öyle, nasil da güzel bir geceydi degil mi.

Wednesday, March 17, 2010

ah bu geceler

bakin bu geceler var ya bu geceler, her gece size bir oyun ederler,
bazen bir senlige davet eder, bazen bir zindana hapsederler.
vaktinde gelmez, sözlerinde durmaz haylaz geceler,
gözyaşlarımı şefkatle silen merhametli geceler,
ah siz deli geceler, varmayin üzerime, benim deliligim bana yeter.

Tuesday, March 09, 2010

son gece

biliyorum uyumuyorsun, gözlerin kapali olsa da duyuyorsun söylediklerimi. sen geldin geleli bir baska oldu aksamlar. rüzgar bir baska esiyor geceleri. senin yaninda yasanmaliymis umutsuzluk. son gecemiz mi bu, önce gülerek sonra aglayarak uyudugumuz son gece mi. korkuyor muyum yoksa, bu ürkeklik de neyin nesi. soluklasiyor hayaller, hickiriklar yükseliyor.

Monday, March 08, 2010

d&r izlenimleri

gecen gün kapisindan iceri pek adim atmadigim iki kitapciya düstü yolum. biri denizler kitabevi, digeri d&r. denizler kitabevi icin de bir seyler söylemek isterim ya simdilik onu bir kenara birakayim ve d&r icin bir iki kelam edeyim.

tuhaf bir havasi var d&r denilen yerlerin, bana orada müthis bir savurganlik yapiliyormus gibi geliyor. binlerce kitap kat kat dizilmis, oysa o kadar cok kitabi raflarda hüzün icinde bekletmenin ne geregi var. bu mekanin müdavimleri icin yeni cikmis kitaplardan olusan iki ya da bilemediniz üc sira kitaplik yeterli olacaktir. öyle saniyorum ki kimileri için, d&r'lardan kitap almak, gösterisli bir restoranda yemege katilmak, saygin bir cevrenin istirak edecegi bir sergi acilisinda bulunmak gibi mesleki bir zorunluluk. bir 'halkla iliskiler' dalavereciligine, bir dostlar alisveriste görsün maskaraligina kitaplarin alet edilmesine yaniyorum. hileli bir oyunun becerikli oyuncularinin kitaplar arasinda kaldiklarindaki beceriksizliklerini gördükce üzülüyorum.
cool hit counter