Sunday, November 30, 2008

bir askin cevresinde

bir alinti yapayim ve o alinti masumiyet müzesini neden sevdigimi anlatsin.

"ikide bir kör olan kahramanlarin sefil dünyasinin karanligi ruhuma iyice sinmisken, bir an kolum kolunun kadife tenine deger, bu carpismanin verdigi harika tadi kaybetmemek icin, kolumu hic kipirdatmaz, filmi anlamadan seyrederken onun da kolunu hic kipirdatmadan tenini benim tenimin dokunusuna biraktigini hisseder, mutluluktan bayilacagimi sanirdim."

Wednesday, November 26, 2008

alper'e yalan söylemisler

hazir zamani gelmisken buradan cok önemsedigim ve edebi duygusuna güvendigim bir cevirmene, yazara, elestirmene fatih özgüven'e selam göndermek isterim. onunla nerede karsilassam, kimi zaman bir otobuste, bazen bir kitapcida, bazen de sinema cikisinda hissettigim duygu hep yalnizlik olmustur.

son yazisinda issiz adam'a deginmis özgüven. bazi cümlelerini alintilamak isterim.

"Neydi filmdeki şu şahane cümle? ‘Donmak üzeresin, tatlı bir uykuya kapılıyorsun, halbuki öldüğünün farkında değilsin.’ Aynen öyle. Çağan Irmak’a, belli bir iç pazara hitap eden, eli yüzü düzgün tabir edilen filmlere gözyaşı dökecek seyirciyle birlikte iyi uykular dilemeli. Melekler onlara ‘Bana Yalan Söylediler’ terennüm etsin... (Alper’e kim yalan söylemiş acaba? Kendi kendisi?)"

evet, özgüven gibi ben de cagan irmak'in filmine layik bir seyirci olamadim, elimden fazlasi gelmez, bize düsen kendisine iyi uykular dilemek.

Friday, November 21, 2008

issiz adam

bir roman kahramanin 'gercekten' yasamasi ve bizim onun 'gercekligine' inanmamiz, söyledigi sözler kadar o sözleri yasaminin bir parcasi olarak da görebilmemize baglidir. bir film kahramani icin de ayni önerme gecerlidir, sayet bir yönetmen olarak siz, karakterinize bir söz söyletir ve onun yasamiyla söyledigi sözler arasinda iliski kuramazsaniz, karakteriniz yarim bir yasam sürer.

cagan irmak'in issiz adam filmindeki karakterler de bir seyler söyleyen ancak söyledikleri sözleri yasamlariyla bütünlestiremeyen karakterler. böyle olunca, filmin karakterlerine inanmak da güclesiyor. onlarin zayifliklarini, gücsüzlüklerini ve bu güçsüzlükleri örtmek adina yasadiklari travmalari gözlemliyorsunuz ama karakter kendi gücsüzlügüyle sizin yüzlestiginiz kadar bile yüzlesmiyorsa bir eksiklik duygusuna kapiliyorsunuz. bir karakterin bocalamalarina, yasadigi inisli cikisli ruh hallerine, krizlerine ve acinasi caresizligine taniklik ediyorsunuz ve soruyorsunuz, bu adam bu hale nasil geldi, basindan neler gecti, olmak isteyip de olamadigi biri mi vardi, neydi onu öylesine korkutan ve 'cilgin kalabaliklardan uzak' tutan sey. siz hep bu soruyu tasirken zihninizde bir anda bitiveriyor film ve elinizde hala ayni sorular.

diyecegim o ki, beni tatmin etmedi film, yasanan aska inanmadim, biraz daha iddiali ve kiskirtici bir laf etmek gerekirse bu filmdeki aska inanma ihtimali, insanin okudugu romanlarin sayisiyla ters orantilidir.

son söz olarak sunu söyleyeyim, sayet 'issiz adam' filmin sonunda annesine sarilsaydi, aglardim.

Thursday, November 13, 2008

Tuesday, November 11, 2008

hayal

kimi zaman bir seylere sahip olma istegim, ruhumun hic hoslanmadigim sehvetle yüklü taraflarini hatirlatiyor bana. bir nesne, hislerimin önüne geciyor. oysa bir nesne ancak bizde bir hayal uyandirabiliyorsa ve oylece hayal olarak kalarak bize zevk veriyorsa anlamlidir benim icin.

Thursday, November 06, 2008

capkin kiz

bazen basimiza bir is gelir, beklenmedik bir anda isimizden olabilir, bir iftira yüzünden hapse bile girebiliriz. hak etmedigimizi düsünür, isyan eder, bizi cezalandirdigini düsündügümüz tanriya 'ben ne yaptim da basima bunlar geldi' diyerek serzeniste bulunuruz. iyilik yaparken, iyi niyetle hareket ederken cezalandirilmak agir gelir bize. oysa suc isledigimiz fakat cezalandirilmadigimiz zamanlarda(boyle zamanlar hic de az degildir) sadece susariz. diyecegim o ki, iyilik ve kötülük arasindaki dengeyi anlayabilmek ve kisiligimizin iyi taraflarina bakarak gurura kapilmamak adina kimi zaman iyi niyetli davranislarimizdan dolayi da cezalandirilabilecegimizi kabul etmeliyiz.

günesin oglu, bir yandan ölüm üzerine olan düsüncelerimi derli toplu yansitirken, bir yandan da insan icin en büyük kötülüklerden biri olan gurur üzerinde düsündürdü beni. insani körelten duygular üzerinde durdugu kadar yücelten bir duyguyu da incelikle filme yerlestirmis olmasi, benim onur'a duydugum saygiyi artiriyor. "basima ne geldiyse senin yüzünden geldi, yine de meftunum sana" diyor kahramanimiz, bu sözler bana tek bir sey anlatiyor, o da sevginin amacinin yalnizca ve sonuna kadar sevmek oldugu.
cool hit counter