dalgalar
su siralar güne sabah 7'de basliyorum, denize giriyor, gökyüzüne bakiyor, gülümsüyor ve dalgalarla düsünüyorum. bir de istanbul'da okudugumdan daha fazla gazete okuyorum, hic okumadigim yazarlarin köselerine bile göz atiyorum. bu yazarlardan biri roni margulies, hemen her firsatta komunist oldugunu söylemekten apayri bir haz aldigini düsündügüm bu muhteremin yazilarini sirf bu nedenle okumayi tercih etmem. bu sabah bir bakayim dedim, bakin ne demis : "(...) ayvazoglu'yla ayni memlekette yasiyor olsak, o eskiden fasist, simdi müslüman oldugu, ben hem eskiden hem simdi komunist oldugum icin, farkli düsünürlere önem veriyorduk olurduk kuskusuz(...)"
komunist oldugunu(artik kacinci kez bilmiyorum) ilan ediyor hemen arkasindan bazi sözlerle de bu ilanini tekzip ediyordu. yazisinin basligini '3'ü 1 arada memleket' olarak sectikten sonra toplumu kendince üc gruba ayirmis. 'Müslimin' olarak adlandirdigi grubu soyle tanimliyor : "burada, benim yasadigim türkiye'de radarinda iz birakmayan, uzaydaymis kadar uzak oldugu düsünülen ülkelere ilgi duyuluyor. genc bir kadin dünyayi gormek icin yurtdisinda alti ay gecirecek, avrupa'ya degil malezya'ya gidiyor. idealist bir delikanli küba'yi degil, afganistan'i merak ediyor. yabanci dil ingilizce degil, arapca. yakinlik, sempati, merak ve ilgi duyulan, ögrenilmeye calisilan, taklit edilen yabanci kültürler, ipsala'nin batisindaki yerlerin degil, antakya'nin güney ve dogusunda kalan yerleri kültürleri."
ey roni margulies, idealist bir gencin afganistani merak etmesine bu kadar sasiracagina ve onu baska bir dünyanin vatandasi olarak görecegine, bugune kadar bu ülkedeki genclerin neden yabanci dil olarak ilk akillarina gelen dillerin ispanyolca, fransizca, ingilizce, italyanca oldugunu bir düsün isterim. neden ortadogu'ya hem bu kadar yakin hem de bu kadar uzak oldugumuzu bir düsün. arapca ögrenmek isteyenleri garipseyecegine neden bunca senedir arapca ögrenmedik diye bir sor kendine.
bir de artik komunist oldugunu söylemekten bence vazgec, komunistim diye diye kemalizmin ilkelerini parlatip duruyorsun, bir de ne aciklidir ki kemalistlerden hoslanmiyorsun. bu sadece senin degil sanirim türkiye'de gelmis gecmis butun sosyalist-komunist hareketlerin bir cikmazidir.
komunist oldugunu(artik kacinci kez bilmiyorum) ilan ediyor hemen arkasindan bazi sözlerle de bu ilanini tekzip ediyordu. yazisinin basligini '3'ü 1 arada memleket' olarak sectikten sonra toplumu kendince üc gruba ayirmis. 'Müslimin' olarak adlandirdigi grubu soyle tanimliyor : "burada, benim yasadigim türkiye'de radarinda iz birakmayan, uzaydaymis kadar uzak oldugu düsünülen ülkelere ilgi duyuluyor. genc bir kadin dünyayi gormek icin yurtdisinda alti ay gecirecek, avrupa'ya degil malezya'ya gidiyor. idealist bir delikanli küba'yi degil, afganistan'i merak ediyor. yabanci dil ingilizce degil, arapca. yakinlik, sempati, merak ve ilgi duyulan, ögrenilmeye calisilan, taklit edilen yabanci kültürler, ipsala'nin batisindaki yerlerin degil, antakya'nin güney ve dogusunda kalan yerleri kültürleri."
ey roni margulies, idealist bir gencin afganistani merak etmesine bu kadar sasiracagina ve onu baska bir dünyanin vatandasi olarak görecegine, bugune kadar bu ülkedeki genclerin neden yabanci dil olarak ilk akillarina gelen dillerin ispanyolca, fransizca, ingilizce, italyanca oldugunu bir düsün isterim. neden ortadogu'ya hem bu kadar yakin hem de bu kadar uzak oldugumuzu bir düsün. arapca ögrenmek isteyenleri garipseyecegine neden bunca senedir arapca ögrenmedik diye bir sor kendine.
bir de artik komunist oldugunu söylemekten bence vazgec, komunistim diye diye kemalizmin ilkelerini parlatip duruyorsun, bir de ne aciklidir ki kemalistlerden hoslanmiyorsun. bu sadece senin degil sanirim türkiye'de gelmis gecmis butun sosyalist-komunist hareketlerin bir cikmazidir.
0 Comments:
Post a Comment
<< Home