Tuesday, June 14, 2011

utanmazlar

tuhaf zamanlar yasiyoruz diyecegim ama artik tuhafin da ötesinde ne idügü belirsiz zamanlar yasiyoruz gibi geliyor bana. özellikle yayincilik dünyasi dikkatimi cekiyor, gazeteler, dergiler, sayilari her gecen gün artan köse yazarlari, edebiyatın farklı türlerinde cesit cesit kitaplar...elbette artik bu alani twitter-facebook-blogger gibi mecraların uzaginda düsünemiyoruz, bu parcalanmis yapinin icinde gazetecilik ölüyor mu diye sormaya dahi vardiriyoruz isi. günümüzde öylesine etkili hale geldi ki sosyal medya, neredeyse devrimlerin bile onsuz yapilamayacagini kabullenir olduk. öyle uzun boylu bir sosyal medya analizi yapacak degilim. niyetim, blog yazarken kendilerine köse yazari payesi verilen arkadaslarimizin yaziyi, yazma eylemini ne denli ucuzlastirabildiklerini birkac örnekle göstermek.

twitter hesabina tesadüfen denk geldigim eski blogger, simdilerde ise bir gazetenin ekinde köse yazari olan hanimefendinin sözlerini alintilamak isterim, bu sözleri bir arkadasinin 'tweeti' üzerine söylemis, konu ayni gun cikan farkli gazetelerin kitap eklerinden hangisinin daha iyi oldugu. söyle diyor: "cumhuriyet'in kitap eki en son geçen yüzyılda galip olmuştur herhalde."

evet, acaba bu hanim kizimizi cumhuriyet kitap ekini böylesine asagilamaya iten duygu nedir. acaba cumhuriyet kitap ekini eline alip da söyle bir karistirmis midir. acaba cumhuriyet kitap ekinin su anki yazarlarindan biri olan celal üster'in bundan 30 sene evvel türkiye'nin ilk kitap eki olan cumhuriyet kitap ekini çıkaranların arasında oldugunu biliyor mudur o sözleri yazarken. bugun diger gazetelere örnek olmus, kitap eki alanda öncülük yapmis bir gazeteye saygi duymasini beklersek bu genc kose yazarindan cok fazla sey mi beklemis oluruz. bekledigimiz saygi sadece gazeteye gosterecegi saygi degil esasinda, yazdigi yaziya saygi göstermeli insan her seyin basinda.

simdi ayni kisinin elif safak üzerine birkac sene evvel kaleme aldigi bir yazidan alinti yapacagim, ne demek istedigim daha iyi anlasilacak. "nevrotik bir kadinin günlügü gibiydi siyah süt. yazar depresyona girmis, depresyondayken pek yazı yazamamis, sonra yazamadigi icin üzülmüs filan. gecmis olsun da yani, beni ilgilendirmiyor acikcasi. (...) elif safak deyince benim aklima ilk önce saclari geliyor, ne yapayim yani. sonra eşi eyüp can'i hatirliyorum, sonra garip isimli çocuklarini, ondan sonra hamileligi geliyor aklima (bir daha hamile kalirsa diye ödüm kopuyor). (...) edebiyat anlayisi ve kitaplari kacinci sirada geliyor derseniz herhalde sondan birinci filandir. araf ve siyah süt ciddi anlamda kötü kitaplardi, neyini hatirlayacagim."

daha fazla alintilayamayacagim, sinirlerim bozuluyor. bakin ben bu sözlerin ne oldugunu acik söyleyeyim, bunun adi edepsizliktir. bunun adi cehaletin cüretkarligidir. simdi düsünün bu satirlari yazabilen bir kisi su anda bir baska gazetede köse yazilari yazmakta.

nasil bir bakisin, nasil bir anlayisin, nasil bir alginin yayilmakta oldugunu gösteren birkac alinti yaptim. sözcüklerin agirliklari vardir, kullandiginiz her sözcükle birlikte sirtiniza bir agirlik yüklediginizi bilirsiniz, bazen beliniz bükülür, bazen o agirlik altinda ezilirsiniz ama her zaman o agirligi hissedersiniz. yazik ki artik sözcüklerin agirliklarini hissetmeyenlerin cagindayiz, sözcüklerin canina okuyor, utanmadan sikilmadan yüzlerinden hic silinmeyen o arsiz tebessümle yollarina devam ediyorlar.

2 Comments:

Anonymous Anonymous said...

kimden bahsettiğini anladım! ben de takip ediyorum twitterdan ve hatta milliyetin ekindeki yazılarından. çok şeye hakim olduğunu ve çok bildiğini sanan bir insan izlenimi uyandırıyor bende, o yüzden benim de dikkatimi çekiyor ama negatif anlamda. sıfır "tevazu" ile yazıyor yazılarını. dikkatimi çeken birbaşka şey ise, işlerinden ve calısma sartlarından dert yanıyormuş gibi davranıyor ama açıkçası beni inandıramıyor. samimiyetsiz buluyorum. biraz büyüyüp olgunlaşınca nasıl bir insan ve yazar olacagını merak ediyorum.

12:09 PM  
Blogger Melmoth said...

her seyin hizla degistigi, ilkelerin önemsizlestigi, siradanlasmanin özendirildigi bir cagda öne cikan isimlerden biri bahsettigimiz kisi. onun gibi daha niceleri var.

samimiyetsiz gercekten ama keske sadece samimiyetsiz olsaydi. cunku hangi yana baksan samimiyetsiz yazilar bulursun, birkac süslü cümle cimbizlayip, yanina iki üc büyük tarihi sahsiyeti yapistirip kültür elcisi olmaya calisanlarla doludur etraf. yine de bircogu bahsettigimiz kisi gibi küstahliga, terbiyesizlige vardirmaz isi.

artik insanlarin yazdiklari üzerine düsünmeye ihtiyac duymadiklari, bunun icin zaman harcamadiklari bir düzenin icindeyiz, bu düzen twitter gibi alanlarla besleniyor ve sonuc yüzeysellesmeden baska bir sey degil.

(bir de merakimi bagislarsan neden tevazu kelimesini tirnak icine aldin diye sormak isterim.)

4:59 AM  

Post a Comment

<< Home

cool hit counter