yasamin sirri ve cocuklar
her gün gazetelerde tam sayfa ilanlarini gördügümüz konforlu lüks sitelerden sadece yapay, derli toplu ve kuralli yerler olduklari icin degil insan yasamini bir kliseye cevirdikleri icin de hoslanmam. bir cocugun, sinirlari belli bir alanda, belli kurallar dogrultusunda özgürlüklerini ve cocukluklarini yasayamayacaklarini düsünür, cocuklarini güven icinde yetistirmek ugruna, sikici sitelere hapseden anne babalara ictenlikle kizarim.
gecen gün okudugum bir kose yazisi, korunakli sitelerde yasayip yine bu sitelerin korunakli ve sistemli yapisinin disina cikmayan özel okullarda egitim gören cocuklarin nasil bir mutsuzlugun icinde sikisip kaldiklarini acikca gösterdi bana.
özel bir sitede yasayip, özel bir okulda okuyan ve muhtemelen özel biri olmasi beklenen 6. sinif ögrencisi, din dersi sinavinda kagidina söyle yazar: "kadinlara asla güvenme...din adamlarina da..."
daha sonra siniftaki üc ögrencinin kagidinda da ayni cümleler görülür ve okul bir telasa düser. okul yönetimi devreye girer, ögrencilerle, ögrencilerin aileleriyle, rehber ögretmenlerle görüsmeler yapilir. ögrencilerden laf cikmaz ve o cümleleri neden sinav kagidina yazdiklari bir türlü acikliga kavusmaz. olayin büyümesiyle cocuklar neredeyse okuldan atilma noktasina gelirler. tam bu sirada olayin esas kahramani babasina durumu aciklamak ister: " o sözleri senin evdeki Tex'lerinden birinde okuyup defterime yazdim ve arkadaslarima söyledim. sonra da bu plani yaptik."
benim esas hosuma giden ve bu olayi buradan aktarmak istememe neden olan sözler, sayet yasamin bir sirri varsa bu sirri cocuklardan ögrenmemiz gerektigini fisildiyor bana. iste babasinin "peki neden bu sözleri kagidiniza yazdiniz" sorusuna verilen yasamsal cevap : "çünkü bu okuldaki hayattan cok sikildim, hicbir sürpriz yok, olmasi ihtimali de yok. dakika dakika ne yapacagimiz belli...biraz heyecan olsun istedik."
yasamin sirrinin cocuklarda oldugunu bana bir kez daha gösteren 13 yasindaki ögrenciyi sevgiyle kucakliyorum.
gecen gün okudugum bir kose yazisi, korunakli sitelerde yasayip yine bu sitelerin korunakli ve sistemli yapisinin disina cikmayan özel okullarda egitim gören cocuklarin nasil bir mutsuzlugun icinde sikisip kaldiklarini acikca gösterdi bana.
özel bir sitede yasayip, özel bir okulda okuyan ve muhtemelen özel biri olmasi beklenen 6. sinif ögrencisi, din dersi sinavinda kagidina söyle yazar: "kadinlara asla güvenme...din adamlarina da..."
daha sonra siniftaki üc ögrencinin kagidinda da ayni cümleler görülür ve okul bir telasa düser. okul yönetimi devreye girer, ögrencilerle, ögrencilerin aileleriyle, rehber ögretmenlerle görüsmeler yapilir. ögrencilerden laf cikmaz ve o cümleleri neden sinav kagidina yazdiklari bir türlü acikliga kavusmaz. olayin büyümesiyle cocuklar neredeyse okuldan atilma noktasina gelirler. tam bu sirada olayin esas kahramani babasina durumu aciklamak ister: " o sözleri senin evdeki Tex'lerinden birinde okuyup defterime yazdim ve arkadaslarima söyledim. sonra da bu plani yaptik."
benim esas hosuma giden ve bu olayi buradan aktarmak istememe neden olan sözler, sayet yasamin bir sirri varsa bu sirri cocuklardan ögrenmemiz gerektigini fisildiyor bana. iste babasinin "peki neden bu sözleri kagidiniza yazdiniz" sorusuna verilen yasamsal cevap : "çünkü bu okuldaki hayattan cok sikildim, hicbir sürpriz yok, olmasi ihtimali de yok. dakika dakika ne yapacagimiz belli...biraz heyecan olsun istedik."
yasamin sirrinin cocuklarda oldugunu bana bir kez daha gösteren 13 yasindaki ögrenciyi sevgiyle kucakliyorum.
2 Comments:
bu bahsettigin sıkıcılık ve sıradanlığı, konforlu lüks site, özel okul arasına sıkıştırmamak lazım. daha önce de tartışmıştık bu tip siteler hakkında, kuzenlerimin öyle bir sitede yaşadıklarını, güvenlik sayesinde kendi kendilerine bahceye cıkıp rahatca parkta oynadıklarını, dört yaşındaki ufaklıgın beni elimden tutup gezdirdigini ve o kaydıragın başından sonuna tırmanan bir haydut oldugunu anlatmıştım. aynı çocuk o siteden önce evden cıkmayan, bir pazar günü babası ve annesi evdeyken mecburi olmasına ragmen gezecegiz diye alışveriş merkezine götürülen bir çocuktu, dolayısıyla bu hali daha hoşuma gidiyor. diyeceksin ki, peki bu cocuk o steril siteden çıkıp "hayatın içine" girdiğinde ne olacak? en azından yaşı büyümüş olacak derim ben de, dışarısının vahşiliğiyle biraz daha gec karşılaşmış olması neden kötü olsun. illa eleştirmekte ısrarlıysan bu tip siteleri sana kendi cocuklugumu anlatabilirim; evimizin kocaman bir bahcesi vardı ve sabah akşam o bahcedeydim, dolayısıyla dışarısı hakkında cok fazla fikrim yoktu, bazen sokaktan arkadas toplar bizim bahcemize getirir onlarla oynardım, babaannemin veya annemin gözü üstümde oldugundan korkacak bişeyim olmazdı, genelde ise benden yaşca büyük kuzenlerimle oynardık, her türlü agaca tırmanabilecek kadar cevik ve korkusuzdum mesela cocuklugumda. tamam bakkala gidip sakız almayı bile beceremezdim ama bence güzel bir cocukluk gecirdim. kendi çocugum olsa yine dışarlarda korkmadan koşturmasını isterim, eger öyle bir sitede yaşayamazsam yazları cocugumu alıp annemlerin yazlıgına götürür açık havaya bırakırım mesela.
yaşamın sırrı ise çocuklarda gercekten, bugun üzgün suratımla otobüste giderken, pembeler içinde üç dört yaşında bir çocuk ayakta duruyordu, camdan bakıp kendi kendine şarkılar söylüyordu ve mırıldanıyordu. sonra annesi elini bırakma sakın düşüceksin diye bagırınca annesine öyle bir bakış attı ki, bu bakışı tanıyorum diye gecirdim içimden. üç yaşında bile olsa terslenmek, istediginin olmaması ve heyecanın kesilmesi o suratı oluşturuyor insanda. inanılmaz tatlı bir kızdı, çocuklar ne kadar güzel diye düşündüm yol boyunca.
okulların sıkıcı oldugu konusunda ise o cingöz ufaklıkla hemfikirim, 21 yaşıma geldim iyi denilen bir okulda okuyorum ama hala hiçbişey değişmedi. düşünsene ben de okulda süpriz olsun diye HCl ile şakalar yapsam, değişiklik olsun diye labta eldiven önlük falan kullanmasam mesela, o zaman gazetede yer alabilirdim belki. o zaman beni de sevgiyle kucaklar mıydın?
simdi lüks sitelerde yasayan cocuklarin sokak cingelerinin oynattigi ayilari görme imkani var midir(sanirim artik hicbir cocugun boyle bir imkani yok), acaba bu cocuklarin sitelerinden kamyonunun arkasinda 'kurabiye bunlaar' diye bagirarak karpuz satan amcalar geciyor mudur, acaba bu cocuklar ramazan davulcusunun sesini hic duymuslar midir. acaba bu cocuklarin yeni arkadaslar tanima heyecanini ve istegini hangi konforlu site layikiyla karsiliyordur. bilemiyorum bu siteler bana cocuklari hapsediyorlarmis gibi geliyor.
gelelim sana, kurdugun her cümlede kucuk bir cocugun heyecani, ictenligi ve masumiyeti varken nasil olur da seni sevgiyle ve güvenle kucaklamam.
Post a Comment
<< Home