pamuk ve flaubert
masumiyet müzesinin ciktigi günlerde ögrendik ki orhan pamuk, kitabin konusunu nasil sekillendirdigini, bir fikir olarak bu konunun zihnine nasil düstügünü, bu konuyu gelistirirken hangi yazarlarla zihinsel bir diyalog kurdugunu anlatacagi bir makale üzerinde calismaktaymis.
kitabi henuz okumamis olsam da, yazarla yapilan roportajlar, kitap üzerine söylenen sözler, hatiralarla, gecmisle, hayal etmenin ve bir hayale inanmanin buruk fakat olaganüstü cezbediciligiyle islenmis bir kitapla karsilasacagim izlenimini verdiler bana.
bu izlenim, pamuk'un kitapla ilgili yazacagi makalesine yönelik merakimi da iyice arttirdi. aklimdan gecirdigim tek bir yazar vardi: flaubert. acaba pamuk, kitabini yazarken flaubert'den, madame bovary'den etkilenmis miydi, makalesinde flaubert'den söz edecek miydi, bütün bu sorularla beraber bekledim makalenin yayımlanmasini.
nihayet, bu hafta icinde milliyet kitap ekinde, pamuk'un masumiyet müzesinin ilham kaynaklari baslikli yazisi (bir taslak mi yoksa tamami bilemiyorum) yayimlandi. yazinin cok hosuma giden son bolumunu buradan da aktarayim istiyorum: "flaubert, 'madame bovary'deki bulusma ve ask sahnelerine örnek olan genclik sevgilisi louise colet'ye 1846 yılının 6 agustos'unda yazdigi bir mektuba, gece saat 11'de su notu eklemis:'Her seyin uykuya daldigi gecenin bu saati gelince, icinde hazinelerim olan bu cekmeceyi aciyorum. Terliklerine, mendiline, saclarina, resmine bakiyor, mektuplarini yeniden okuyor ve mis gibi kokusunu kokluyorum.' hala orhan bey, siz de sevgilinizin esyalarini seyredip hic onlarla teselli oldunuz mu? Siz kemal misiniz? diye soran merakli okura artik itiraf etmem lazim:ben kemal degilim, ben mösyö flaubert'im."
pamuk'un boyle bir yazida flaubert'den söz edecegine süphem yoktu ya o benim bekledigimden cok daha fazlasini yapti, hem de flaubert'in o ünlü sözünü bir kez daha okurlara düsündürerek.
kitabi henuz okumamis olsam da, yazarla yapilan roportajlar, kitap üzerine söylenen sözler, hatiralarla, gecmisle, hayal etmenin ve bir hayale inanmanin buruk fakat olaganüstü cezbediciligiyle islenmis bir kitapla karsilasacagim izlenimini verdiler bana.
bu izlenim, pamuk'un kitapla ilgili yazacagi makalesine yönelik merakimi da iyice arttirdi. aklimdan gecirdigim tek bir yazar vardi: flaubert. acaba pamuk, kitabini yazarken flaubert'den, madame bovary'den etkilenmis miydi, makalesinde flaubert'den söz edecek miydi, bütün bu sorularla beraber bekledim makalenin yayımlanmasini.
nihayet, bu hafta icinde milliyet kitap ekinde, pamuk'un masumiyet müzesinin ilham kaynaklari baslikli yazisi (bir taslak mi yoksa tamami bilemiyorum) yayimlandi. yazinin cok hosuma giden son bolumunu buradan da aktarayim istiyorum: "flaubert, 'madame bovary'deki bulusma ve ask sahnelerine örnek olan genclik sevgilisi louise colet'ye 1846 yılının 6 agustos'unda yazdigi bir mektuba, gece saat 11'de su notu eklemis:'Her seyin uykuya daldigi gecenin bu saati gelince, icinde hazinelerim olan bu cekmeceyi aciyorum. Terliklerine, mendiline, saclarina, resmine bakiyor, mektuplarini yeniden okuyor ve mis gibi kokusunu kokluyorum.' hala orhan bey, siz de sevgilinizin esyalarini seyredip hic onlarla teselli oldunuz mu? Siz kemal misiniz? diye soran merakli okura artik itiraf etmem lazim:ben kemal degilim, ben mösyö flaubert'im."
pamuk'un boyle bir yazida flaubert'den söz edecegine süphem yoktu ya o benim bekledigimden cok daha fazlasini yapti, hem de flaubert'in o ünlü sözünü bir kez daha okurlara düsündürerek.
0 Comments:
Post a Comment
<< Home