Saturday, February 04, 2012

hic büyümeyenler

her seyin üzerime üzerime geldigi zamanlarda biraz saklanmak, biraz sakinlesmek, biraz nefes almak icin sevdigim yazarlarin nobel konusmalarini okuyorum. saul bellow ve orhan pamuk'un konusmalarini digerlerine göre daha sik okuyorsam, bunun nedeni her iki yazarda ortak olan cocuksu mutluluk arayisidir diyebilirim. acikcasi, orhan pamuk'un, o pek lafini etmese de, saul bellow'dan epey etkilendigini düsünüyorum. öyle ki, 'saf ve düsünceli romanci' kitabinda yaptigi kuramsal tartisma, derinlikli cözümlemeler bellow'un 1976 yilindaki nobel konusmasina bir selam niteliginde görünüyor bana. orhan pamuk'un ressamliktan vazgectigi, yazar olmaya karar verdigi yillarda, saul bellow nobel ödülünü aliyordu. acaba orhan pamuk nasil karsilamisti bu ödülü, belki de hic haberi olmamisti, kim bilir belki bir gün ayni ödülü kendisinin de alabilecegini hissetmisti, kim bilir...

ben bu adamlari cok seviyorum, romanlari, roman sanatina katkilari bir yana, onlari bazen hicbir seyi umursamadan cocuksu laflar edebildikleri icin seviyorum. nobel yemegine gitmeden evvel yaptigi konusmada, ciddi laflari pazar gününe sakliyorum, bu gece icimdeki cocugun mutlu gecesi diyen saul bellow'u seviyorum. ayni geceye giderken, kimin ne söyledigini bu gece düsünmeyecegim ve gecenin tadini cikaracagim diyen orhan pamuk'u seviyorum. ben bu adamlari hic büyümedikleri icin seviyorum.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home

cool hit counter