Tuesday, December 29, 2009

yasamak

yillar geciyor ve bu dünyayi, icindeki duygulari, sundugu güzellikleri tanimaya devam ediyoruz. iste gökyüzü, iste yildizlar, ne cok sey anlatiyorlar, bir dinlesek, bir kulak versek. olmuyor, buhranlarimiz, bunalimlarimiz, bitmek bilmez sikintilarimiz var bizim. korkmusuz bir kere, kimi zaman küsmüsüz birbirini tekrarlayan günlere, biteviye devam eden degisimsiz gecelere. basimiza yorgani cekip uzunca bir süre uyuyalim istiyoruz, elleriyle gözlerini kapamis korku dolu bir sahnenin gecmesini bekleyen kucuk cocuklar gibiyiz. biz uyuyalim, tanri bizi ilginc bir seyler oldugunda uyandirsin istiyoruz. cok gecmeden ilginc bir seyler olur hayatimizda, olmaz dedigimiz seyler oluverir, sürprizli bir yerdir dünya ne de olsa. iste o zaman saskinlikla anlariz dünyanin muzir bir cocugun eliyle yaratildigini ve bazen biz o cocuktan vazgecsek de o cocugun bizden vazgecmeyecegini görürüz. madem bir cocugun eliyle yaratilmis dünya, biz de ona bir cocugun gözlerindeki dikkat ve merakla baksak büsbütün yalniz ya da büsbütün mutsuz olmadigimizi da anlariz belki. öyle ya, bir kar tanesine bile ilgiyle bakmak degil midir yasamak.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home

cool hit counter