gabrielle 'coco' chanel
bugun igor stravinsky ve gabrielle chanel'in söylendigi gibi büyük askindan ziyade gösterisli, kibirli, azametli bir kadinin tuhaf yalnizligina sahit oldum. 87 yillik bir yasam, dolu dolu, tutkuyla yasanmis, cesaretle gecirilmis uzun yillar. düslerinin pesinden kararlilikla giden bir kadin ve düslerine dahil olmaya calismis pek cok adam. kac tanesini düslerine dahil etmistir diye dusundum filmi izlerken, hangisine 'sen benim her seyimsin' diyebilmistir. bu kisinin igor stravinsky olmadigini söylemeye gerek yok, benim aklimdaki isim, filmin hemen basinda trafik kazasinda ölen 'çocuk' lakaplı sevgilisi arthur capel. bir trafik kazasiyla gölgelenen düsler, yitirilen firsatlar ve asla cevabini veremeyecegi sorularla basbasa kalan bir kadin. sanirim bu trafik kazasi, gabrielle chanel'in hayati boyunca tasiyacagi bir sorun olarak üzerinde kalmistir.
paris'in isgali sirasinda bir nazi subayiyla ritz otelde tensel hazlar yasiyor olusunu garipseyenler olabilir, onlara en güzeli cevabi kendisi veriyor: "benim yasimdaki bir kadindan, ask yasayabilecegi bir adamin pasaportuna bakmasini bekleyemezsiniz." sorgu sirasinda verdigi bu yanit, gabrielle chanel'in ne kadar korkusuz ve güclü oldugunu gösteriyor bana. filmde, elbette bunlar anlatilmiyor ancak öyle bir sahne var ki bu anlattigim diyalogu düsünmeden edemiyorsunuz. stravinsky'nin karisi, artik yasak iliskiyi sezdiginde, coco'yu kenara cekip soruyor (sorguluyor mu demeli?): "siz yaptiginiz hicbir seyden sucluluk duymaz misiniz" ve cevap: "hayir!"
coco chanel, kimileri onu nazi isbirlikciligiyle sucluyor, kimileri kirli ve karanlik gecmisinin üzerinin örtüldügünü söylüyor, kimileri hayatina girip cikan erkekleri sorguluyor, cimriliginden tutun anti-semitik tutumlarina dek elestiriliyor. evet, ben bütün bunlara ikna olur gibiyim ama biliyorum ki coco chanel de, bir seylerden sucluluk duyuyor, duydugu icin bu kadar kararli, bu kadar korkusuz ve bu sucluluk duygusunu bütün dünyadan saklamak istedigi icin bu kadar yalniz.
(ve anna mouglalis, coco chanel'i herhalde ondan daha iyi kimse oynayamazdi. sevisir gibi ictigi sigarasiyla, sesiyle, bakisiyla öyle zarif ve güzeldi ki.)
1 Comments:
:)
Audrey Tautou daha başarılıydı bence. Gabrielle olarak da sigara içerken de... Ah nerde benim sigaram dedim, yalan değil!
Post a Comment
<< Home