oscar wilde
salonun los isiginda sikintiyla oturmus modiano'nun rehberliginde pariste gezintiye cikmanin iyi bir fikir olmadigini dusunuyordum. aniden ayaga kalkip odanin icinde dolasmaya basladim. hala paris sokaklarinda yuruyor olsam da bir an evvel kurtulmak istiyordum modiano'nun dedektiflik oynadigi bu sokaklardan. masanin uzerinde sonradan okunmak üzere kesilmis gazete kupurleri ilisti gozume, en tepelerinde de ahmet altan'in bir yazisi duruyordu. hizlica okuyup yatarim diye dusundum.
altan, tavan arasindaki kitapliginda ciktigi bir yolculugu anlatiyordu. kitapliktan rastgele aldigi bir kitapla beraber ölümsüzlerin dünyasina kapi acmisti. 1955 basimi, cevirisini suut kemal yetkin'in yaptigi bir kitapti bu. andré gide'in denemeleri oldugunu duyar duymaz nabiz atislarimin hizlandigini hissettim. Gide, benim aklima her seyden fazla oscar wilde'i getiriyordu ve bugune kadar wilde ismini duydugum her yerde zaptedemedigim bir heyecana kapilmistim. ahmet altan, bu gece bana bir surpriz yapiyor, gide'in wilde icin söylediklerini alintiliyor, bu iki yazarin aralarinda gecen konusmalari aktariyordu. altan'la beraber ayni kitabin ayni satirlarini okumak, wilde ve gide'in dostluguna bir kez daha tanik olmak adina gide'in denemelerini indirdim kitapliktan. hizimi alamayip altan'in aktarmadigi bolumleri de sanki o satirlari daha once hic okumamiscasina, wilde'in izini surmeye basladigim ilk günkü heyecan ve merakimla okudum butun gece.
ahmet altan, gide ve wilde arasindaki iliskiyi sorguluyor, gide'in wilde'a gosterdigi ilginin kaynaginda cinsel tercihlerinin de belirleyici olup olmadigini hatta aralarinda neler olup bittigini de merak ettigini soyluyor yazisinda.
altan'in merakini giderecek bir bilgi olur mu bilmiyorum ama gerek gide'in paul valery'e yazdigi mektuplar gerekse de wilde'in paris'ten ayrilisinin hemen arkasindan kendisini gorenlerin sözleri gide'in wilde'dan ne kadar etkilendigini aciklamaya yetiyor. en iddali sozlerden biri ise jules renard'a ait:" gide, wilde'a asik olmustu."
ikisi arasindaki dostluga dair soylenecek öyle cok söz var ki; ben simdilik burada kesip, wilde'in izinde gecirdigim yillarin bana tarifsiz hazlar verdigini ve wilde'i anlamaya calismanin benim icin hic dinmeyecek bir tutku oldugunu söylemekle yetineyim.
altan, tavan arasindaki kitapliginda ciktigi bir yolculugu anlatiyordu. kitapliktan rastgele aldigi bir kitapla beraber ölümsüzlerin dünyasina kapi acmisti. 1955 basimi, cevirisini suut kemal yetkin'in yaptigi bir kitapti bu. andré gide'in denemeleri oldugunu duyar duymaz nabiz atislarimin hizlandigini hissettim. Gide, benim aklima her seyden fazla oscar wilde'i getiriyordu ve bugune kadar wilde ismini duydugum her yerde zaptedemedigim bir heyecana kapilmistim. ahmet altan, bu gece bana bir surpriz yapiyor, gide'in wilde icin söylediklerini alintiliyor, bu iki yazarin aralarinda gecen konusmalari aktariyordu. altan'la beraber ayni kitabin ayni satirlarini okumak, wilde ve gide'in dostluguna bir kez daha tanik olmak adina gide'in denemelerini indirdim kitapliktan. hizimi alamayip altan'in aktarmadigi bolumleri de sanki o satirlari daha once hic okumamiscasina, wilde'in izini surmeye basladigim ilk günkü heyecan ve merakimla okudum butun gece.
ahmet altan, gide ve wilde arasindaki iliskiyi sorguluyor, gide'in wilde'a gosterdigi ilginin kaynaginda cinsel tercihlerinin de belirleyici olup olmadigini hatta aralarinda neler olup bittigini de merak ettigini soyluyor yazisinda.
altan'in merakini giderecek bir bilgi olur mu bilmiyorum ama gerek gide'in paul valery'e yazdigi mektuplar gerekse de wilde'in paris'ten ayrilisinin hemen arkasindan kendisini gorenlerin sözleri gide'in wilde'dan ne kadar etkilendigini aciklamaya yetiyor. en iddali sozlerden biri ise jules renard'a ait:" gide, wilde'a asik olmustu."
ikisi arasindaki dostluga dair soylenecek öyle cok söz var ki; ben simdilik burada kesip, wilde'in izinde gecirdigim yillarin bana tarifsiz hazlar verdigini ve wilde'i anlamaya calismanin benim icin hic dinmeyecek bir tutku oldugunu söylemekle yetineyim.
0 Comments:
Post a Comment
<< Home