lizbon
ilhan berk'in günlüklerini karistiriyorum. lizbon üzerine yazdiklarini okuyunca heyecanlandim. uzun zamandir ayni sözcüklerle hayal ediyorum lizbon'u. hep bir hayal olarak kalmak isteyenlerin, ben kimim diye sorup cevap bulamayanlarin sehri olarak gördüm lizbon'u. lizbon sokaklarinda sanki insanin basina her sey gelebilir, agaclar konusabilir, evler kanat cirpabilir, heykeller gülümseyebilir, lizbon bir siirdir. ilhan berk de benzer seyler söylüyor:
"her sey bir siirden düsmüs gibidir lizbon'da. bu yüzden de hicbir sey ele gelmez. bir avuc gizil, benzersiz, kirik imge. ama bu imgeler yapar kenti. benzersizligi de buradan gelir. düste gördügümüz, uyaninca da bir türlü tam gözümüzün önüne getiremedigimiz bir düs kenttir, iste lizbon. varligiyla degil, yokluguyla vardir."
ilhan berk'le arkadas gibiydim, lizbon yazisini okuduktan sonra diyebilirim ki dostumdur benim.
"her sey bir siirden düsmüs gibidir lizbon'da. bu yüzden de hicbir sey ele gelmez. bir avuc gizil, benzersiz, kirik imge. ama bu imgeler yapar kenti. benzersizligi de buradan gelir. düste gördügümüz, uyaninca da bir türlü tam gözümüzün önüne getiremedigimiz bir düs kenttir, iste lizbon. varligiyla degil, yokluguyla vardir."
ilhan berk'le arkadas gibiydim, lizbon yazisini okuduktan sonra diyebilirim ki dostumdur benim.
0 Comments:
Post a Comment
<< Home