atatürk
ahmet hakan'in "tarafsiz bölge" programinda bu aksam taha akyol'un son kitabi vesilesiyle atatürk tartisildi. faydali bir programdi zira katilimcilar milli mücadele dönemi üzerine calisan, eserleri olan yetkin isimlerdi. özellikle türkiye'nin önde gelen tarihcilerinden biri olan, benim üzerimde de gerek insani gerek kültürel, düsünsel anlamda derin etkileri olan mete tunçay'in da katilimcilardan biri olusu kacinilmaz olarak beni programa bagladi.
taha akyol'un kitabini henuz okumadim ama programdan edindigim izlenim kitabin okunmaya deger bir kitap oldugu yönünde. atatürk'ün önemli bir politikaci oldugu, kosullara uygun sekilde yeri geldiginde bolseviklere yanasmaya calistigi, yeri geldiginde islami degerlerle örtüsen uygulamalar ve konusmalar yaptigi vurgulandi hemen hemen tüm katilimcilar tarafindan. atatürk üzerine ne konusulduysa katilimcilar arasinda kucuk farkliliklar disinda bir mutabakatin olustugunu söyleyebilirim.
benim önemsedigim konu, atatürk'ü toplumsal olarak nasil algiladigimizdir. son zamanlarda meshur bir söz var "söz konusu vatansa gerisi teferruattir" diye söylenegelen. bu gece cemil koçak, bu sözü atatürk'ün söyledigine dair hicbir belgenin olmadigini özellikle vurguladi. dönemsel olarak cesitli siyasi gruplar, meslek gruplari bir takim cümleler icat edip bu cümleleri atatürk'e izafe etme geregi duyuyorlar. yazik ki atatürk'ün söylemedigi sözleri söylemis gibi göstererek kendisine büyük haksizlik ettikleri gibi, atatürk'ün cok yanlis sekilde bir efsane haline gelmesine de katkida bulunuyorlar. atatürk'ün sözlerinin nasil tahrip edildigini, nasil yeni bastan yazildigini merak edip görmek isterseniz iste bir örnek: http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=r2&haberno=6534
atatürk'ün körü körüne reddedilmesine de sorgusuz sualsiz kutsal bir varlik mertebesine yükseltilmesine de oldum olasi kuskuyla baktim ve karsi ciktim. diyecegim o ki, zaten belli bir yasa gelene kadar edindigimiz resmi ideolojinin tarih anlaticiliginin kaliplarini, biraz da elestirel tarih yazilari okuyarak sorgulamali, kendi tarihimize daha dengeli, daha nesnel, fanatizmden ve hamasetten uzak bir sogukkanlilikla bakmayi becerebilmeliyiz.
taha akyol'un kitabini henuz okumadim ama programdan edindigim izlenim kitabin okunmaya deger bir kitap oldugu yönünde. atatürk'ün önemli bir politikaci oldugu, kosullara uygun sekilde yeri geldiginde bolseviklere yanasmaya calistigi, yeri geldiginde islami degerlerle örtüsen uygulamalar ve konusmalar yaptigi vurgulandi hemen hemen tüm katilimcilar tarafindan. atatürk üzerine ne konusulduysa katilimcilar arasinda kucuk farkliliklar disinda bir mutabakatin olustugunu söyleyebilirim.
benim önemsedigim konu, atatürk'ü toplumsal olarak nasil algiladigimizdir. son zamanlarda meshur bir söz var "söz konusu vatansa gerisi teferruattir" diye söylenegelen. bu gece cemil koçak, bu sözü atatürk'ün söyledigine dair hicbir belgenin olmadigini özellikle vurguladi. dönemsel olarak cesitli siyasi gruplar, meslek gruplari bir takim cümleler icat edip bu cümleleri atatürk'e izafe etme geregi duyuyorlar. yazik ki atatürk'ün söylemedigi sözleri söylemis gibi göstererek kendisine büyük haksizlik ettikleri gibi, atatürk'ün cok yanlis sekilde bir efsane haline gelmesine de katkida bulunuyorlar. atatürk'ün sözlerinin nasil tahrip edildigini, nasil yeni bastan yazildigini merak edip görmek isterseniz iste bir örnek: http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=r2&haberno=6534
atatürk'ün körü körüne reddedilmesine de sorgusuz sualsiz kutsal bir varlik mertebesine yükseltilmesine de oldum olasi kuskuyla baktim ve karsi ciktim. diyecegim o ki, zaten belli bir yasa gelene kadar edindigimiz resmi ideolojinin tarih anlaticiliginin kaliplarini, biraz da elestirel tarih yazilari okuyarak sorgulamali, kendi tarihimize daha dengeli, daha nesnel, fanatizmden ve hamasetten uzak bir sogukkanlilikla bakmayi becerebilmeliyiz.
0 Comments:
Post a Comment
<< Home