Friday, January 11, 2008

siyah süt ve yazarlik

baska bir blog sayfasinda, bir yazarin yasami ve yapitlarinin ayri ayri ele alinmasi gerekliligi esasina dayali bir yorum yazmistim. soyledigim sey özetle, bir yazarin yasamina dair bilgileri, o yazarin yapitlarindan cikarmaya calismanin anlamsizligi ve tuhafligiydi. o yorumu yaptiktan sonra orada kullandigim önermeyi, son günlerde üzerine cokca yazilan ve elestirilen elif şafak'in siyah süt'ü için de kullanabilecegimi düsündüm.

octavio paz, "sairlerin yasam öyküsü yoktur, onlarin yasam öyküleri yapitlaridir." der. buna benzeyen pek cok alinti yapabiliriz ve biliriz ki bazi yazarlar yasamlarina iliskin ipucu verebilecek her türlü yaziyi, günlügü, mektubu ölümlerinden evvel ortadan kaldirmislardir. gercekten de oyledir, elif safak da baska bir yazar da, kisi olarak, hepimiz gibi yasamin sikinti ve dertleriyle bogusan, kederleriyle sevincleriyle yasayip giden insanlardir. ne var ki, yazar olarak elif safak veya bir baska yazar, yazdiklarindan, ürettigi eserlerden baska bir sey degildir.

siyah süt, elif şafak'in ilk defa kendisinden söz ettigi kitabi olarak ortaya cikti. kitabi cesitli nedenlerle sevenler oldu, sevmeyip elestirenler oldu. herkesin kendi cözümlemesinde haklilik payi bulunabilir ancak benim dikkatimi ceken sey, safak'in kendisinden söz ettigi bir kitabi onun romanlariyla kiyaslayarak, safak'in yazarliginda bir düsüse isaret etmeleri ve bu noktada safak'a da biraz haksizlik etmeleri oldu.

elif safak'in yazarligi üzerine bir degerlendirme yapmak icin onun bir sonraki romanini beklemenin daha yerinde olacagini, bir yazari, onun kendi hayati üzerine söyledikleri üzerinden degil romanlari üzerinden degerlendirmeye dikkat etmemiz gerektigini düsünüyorum.

3 Comments:

Anonymous Anonymous said...

bi burasının sahibi siyah sütten bahsetmemişti, tebrik ediğoğum eksik kalmayınız hiç bişeyden.

9:19 PM  
Blogger senaaaaa said...

aslında haklı bir düşünce tarzı, ama bence sırasıyla romanlarını okursan giderek o tılsımlı havanın bozulup maddesel bir anlatımın hatta abartmak istemem ama resmen okunma kaygısının hakim olduğunu görebilirsin.. ben de siyah sütü beğenmedim, hatta inanamadım, oturdum güzelce eleştirdim de (: insan uğradığı hayal kırıklığını saklayamıyor demek ki..

8:50 PM  
Blogger Melmoth said...

biz bazen yazarin sahsina bir kutsiyet atfettigimiz zaman onun yasamiyla ilgili yazdiklari bizim icin sasirtici olabiliyor. ben sendeki bu hayal kirikliginda boyle bir seyin etkisi oldugunu düsünüyorum.

siyah süt, tesadüf ve tevafuk kavramlarina yaptigi vurguyla benim ilgimi cekti, hosuma gitti ancak bu kisisel yakinlik elbette kitabin degerini belirleyecek bir ölcüt degil.

bu arada yazdigin elestiride hakli buldugum taraflar oldugunu da söylemeliyim.

10:33 PM  

Post a Comment

<< Home

cool hit counter