insan olmak
bir kuyumcuyu soyduktan sonra gidip kuslara 300 liralik yem atan bir adamin haberini okudum bugun gazetede. askerden firar etmis, gitmis bir kuyumcuyu soymus, kuslara yem atmis ve bu macera bir pavyon eglencesi sonrasi noktalanmis. kizamadim ben bu adama, kinayamadim kuyumcuyu soydugu icin. belki de basini mahcubiyetle egdigi fotografi etkiledi beni, belki de soygun parasiyla her seyden önce gidip kuslara yem atmasi. askerden kacip kuslara yem atan bir adamin gozunden kuslara bakmaya calistim. belki onlarla beraber ucabilmenin hayalini kuruyordu, belki de onlarin arasindayken yalnizligini unutmaya karar vermisti. eminim bir özlemi vardi, yeni bir yasam özlemi vardi desem haksizlik etmis olur muyum acaba.
bu genc adam simdi hapiste ve bence karanliklarin icinde kuslari düsünüyor. kuyumcunun yerinde olsam ondan sikayetci olmaz, bu cocugun cezalandirilmasina izin vermezdim.
bu genc adam simdi hapiste ve bence karanliklarin icinde kuslari düsünüyor. kuyumcunun yerinde olsam ondan sikayetci olmaz, bu cocugun cezalandirilmasina izin vermezdim.
3 Comments:
yesil kus
her şeyi bilen, doğrucu yeşil bir kuşa ihtiyacım var. yanıma gelsin ve artık bana bir şeyler söylesin. "dostum, senin ruhun hastalanmış, artık gülümseyebilmen imkansız" desin, ya da "benden medet ummakla hata edersin, ancak sen kendini kendine açıklayabilirsin" diyerek beni korkularimin icine geri gondersin.
bazen o yeşil kuşu bende istiyorum..
mutluprens ensevdiğim öyküdür.wilde ise favori yazarım
masallarla yasayanlarin karsisina bir gün mutlaka cikacaktir yesil kus, inaniyorum.
bende inanyorum..birgün süzülerek pencereme konacak..
Post a Comment
<< Home