yesil kus
her şeyi bilen, doğrucu yeşil bir kuşa ihtiyacım var. yanıma gelsin ve artık bana bir şeyler söylesin. "dostum, senin ruhun hastalanmış, artık gülümseyebilmen imkansız" desin, ya da "benden medet ummakla hata edersin, ancak sen kendini kendine açıklayabilirsin" diyerek beni korkularimin icine geri gondersin.
3 Comments:
Mutlu prens, duvarların ardında doğruları görmezken mutlu bir prensti. Şehrin tepesinde, tüm doğruları görüp mutluluğu unutmuşken bir kuş mutsuzluğunu sona erdirmişti. Gözlerini başkalarına vermişti.
yazarken mutlu prens aklima gelmemisti ama simdi bu yorum sonrasinda dusunuyorum da mutlu prensi gercekten mutlu eden sey baskalarina uzattigi yardim eliydi. kirlangic, disarisi ne kadar soguk ama icim ne kadar sicak dediginde mutlu prensin cevabi, iyilik etmenin sicakligidir o dememis miydi.
sozun özü, insan kendi icinde bir cikmaza dustugunde belki de o cikmazdan kurtulus yolu kendisine yönelttigi ilgiyi ve dusunceyi biraz olsun cevresindekilere yoneltmekten geciyordur.
belki bu niyetle yazilmadi bu yorum ama bana bunlari dusundurdu dogrusu. tesekkur ederim.
bir de bu yorumu yazan kisi acaba benim oscar wilde a olan yakinligimi biliyor muydu.
Masalı bulup tekrardan okudum. doğru söylüyorsun. Öleceğini bilmesine rağmen göç etmeyen kırlangıcı ve mutlu prensi mutlu eden şey başkalarını mutlu etmekti. Ne ilginç,herkesin aklında başka anlamlarla kalıyor. Sanırım en güzel tarafı da herkesin kendi zihnine nasıl aldığına bağlı olarak birden fazla anlama sahip olması. Benim aklımda mutlu prensin mutsuzluğunun sebebi kalmış. Seninkinde ise mutluluğunun sebebi. Yani, senin ruhun o kadar da hastalanmamış. Hüznünü önemsememek değil demek istediğim ama ne bileyim işte şu an yazarken bu şekilde hissettim. Ama ben yine de insan için katlanılması en zor şeylerden birinin görmek, bilmek, görmemeyi bilememek olduğunu düşünüyorum. Aslında tıpkı zehir ile ilaç arasındaki ayrım gibi. Belli bir miktarı bizi sağaltırken çok ama çok az fazlası bile bizi öldürebilir.
evet satır aralarından oscar wilde a yakınlığını anımsıyorum, Melmoth. Belki de bu yüzden yazını okuyunca aklıma ilk olarak bu masal geldi.
Post a Comment
<< Home